Ukraynalı Kadınlar Yedinci Zorunlu Taşınmaya Direniyor
Tirol’ün Schwaz bölgesinde bulunan Stift Fiecht manastırı, artık Ukraynalı mülteciler için bir barınma yeri olmayacak. Avusturya basınında yer alan bilgilere göre, buradaki Ukraynalı kadınlar bu duruma karşı seslerini yükseltti. Çünkü bu, bazıları için yedinci kez zorla taşınmak anlamına geliyor.
Açık Mektup: “Yeter Artık!”
Kadınlar, Tirol Eyalet Başkanı Anton Mattle ve Ombudsman Doris Winkler-Hofer’e hitaben yazdıkları açık mektupta yaşadıkları sıkıntıları anlattı. “Bu mektubu derin bir endişeyle yazıyoruz. Birçoğumuz daha önce defalarca zorla yer değiştirmek zorunda kaldık. Bazı aileler için şimdi yedinci (!) kez taşınma gündemde” ifadeleriyle başlayan mektupta, yeni taşınma planına dair detaylar paylaşıldı.
Mektupta belirtildiğine göre, Ağustos başında bu insanlar, Kufstein’deki bir köprünün altına, otoyol ve tren raylarının hemen yanına kurulan bir konteyner köye yerleştirilecek. Kadınlar bu durumu “insanlık dışı” olarak nitelendiriyor.
“Barınma Koşulları Kabul Edilemez”
Ukraynalı kadınlar, konteyner köyün yaşam koşullarını sert bir dille eleştirdi:
Odalar çok küçük
Özel banyo yok
Mahremiyet yok
Güvenli bir çevre sunulmuyor
Bu koşulların, mülteciler, kadınlar ve çocuklar için belirlenmiş uluslararası insani standartlara aykırı olduğunu vurguladılar. Özellikle çocuklarının tekrar okulunu, arkadaşlarını ve alıştıkları çevreyi kaybedecek olmasından endişe duyduklarını söylediler. Bu durumun çocuklar üzerinde büyük bir duygusal baskı yarattığını belirttiler.
Taşınmanın Durdurulması Talep Edildi
Kadınların talepleri oldukça net:
Stift Fiecht’ten zorla taşınmak istemiyorlar
Kufstein’deki konteyner köyün kadın ve çocuklara uygun olmadığı ilan edilsin
Eğitimlerine devam edebildikleri, çalışabildikleri ve istikrar yakaladıkları mevcut yerde kalmak istiyorlar
“Konteyner Değil, Koruma İstiyoruz”
Kadınlar, ayrıcalık istemediklerinin altını çiziyor:
“Biz, Tirol ve Avusturya’nın savunduğu Avrupa değerlerinin uygulanmasını ve insana yakışır muamele talep ediyoruz. Başka mültecilerin ‘yerine geçen’ olmak istemiyoruz. Biz sadece korunmak istiyoruz, konteyner değil.”
