Çalışamaz durumdakiler, dar gelirli aileler ve ikincil koruma statüsündeki kişiler için Viyana sosyal yardım kesintisi gündemde. Kent yönetimi, bütçedeki açık nedeniyle asgari geçim desteği (Mindestsicherung) ve bağlı yardımlarda kapsamlı bir kısıntı paketini hayata geçirmek istiyor.
Sosyal harcamalarda tasarruf artık sadece muhafazakâr partilerin yönettiği eyaletlerde değil, geleneksel olarak sosyal demokratların güçlü olduğu Viyana’da da “günün gereği” olarak sunuluyor. Bunun bedelini ise büyük ölçüde kamu desteğiyle geçinen veya gelirinin önemli kısmını bu yardımlardan sağlayan kesimler ödeyecek.
Viyana’da asgari geçim desteğine “Mindestsicherung” adı veriliyor ve kent yönetiminden yapılan açıklamaya göre, SPÖ ve Neos koalisyonu bu sosyal yardım kaleminde kapsamlı kesintileri çarşamba günü eyalet meclisinde oylamaya sunacak. Hazırlanan yasa taslağına bakıldığında, kesinti makasının birçok noktada devreye girdiği görülüyor.
Uzun süreli yardım alanlar: Ek ödeme yarıya iniyor
Bugüne kadar, kendini neredeyse hiç geçindiremeyen bazı gruplar için asgari geçim desteğine ek olarak adeta bir “tatil ve Noel ikramiyesi” işlevi gören ödemeler vardı. Emeklilik yaşına ulaşmış olanlar veya ileri yaşta en az yarım yıldır kalıcı şekilde çalışamaz durumda olanlar, Mindestsicherung kapsamında 13. ve 14. ay ödemesine hak kazanıyordu.
Yalnız yaşayan bir kişi için bu ek ödeme, yılda iki kez 1209 avro olmak üzere toplamda 2418 avroluk bir ek gelir anlamına geliyordu. Yeni yasa taslağına göre bu ek ödemenin yarıya düşürülmesi planlanıyor.
Buna ek olarak, kent yönetimi temel yardım tutarı içinde konut giderleri için daha büyük bir pay hesaplamayı planlıyor. Bu yöntem, birçok kişinin ayrıca aldığı kira yardımının (Mietbeihilfe) önemli ölçüde azalmasına yol açacak. Yalnız yaşayan bir kişi için bu değişiklik, ayda 139 avroya kadar ek kayıp anlamına gelebilir.
Yıl geneline bakıldığında, bu iki kesintinin toplam etkisi oldukça ağır. Hem bir gazetede yer alan hesaplamalara göre hem de psikiyatrik rahatsızlığı veya zihinsel engeli olan kişiler için çalışan Vertretungsnetz adlı derneğin yaptığı analize göre, etkilenen bireyler yılda 2889 avroya kadar gelir kaybına uğrayabilir.
Bu ağır etkiden, resmi bir engelli kimlik kartı (Behindertenpass) bulunanlar muaf tutuluyor. Bu kart, en az yüzde 50 oranında engellilik derecesi olduğunu gösteriyor. Ancak Vertretungsnetz’in vurguladığı gibi, özellikle psikiyatrik hastalığı olan birçok kişi bu seviyede engelli olarak değerlendirilmediği için kart sahibi değil; buna rağmen, günlük yaşam giderleri sağlıklı bireylere kıyasla daha yüksek olabiliyor. Derneğe göre planlanan Viyana sosyal yardım kesintisi, bu kişilerin bağımsız yaşam kurma çabalarını baltalıyor ve onları fiilen bakım evlerine veya kurumsal yapılara itiyor.
Çocuk yardımları: Aileler için dolaylı kesinti
Gazete manşetlerinde sık sık, Viyana’daki asgari geçim desteğinin “ölçüsüz” olduğu iddiasına kanıt olarak, binlerce avro yardım alan kalabalık aileler örnek gösteriliyor. Kent yönetimi, uzun süredir tartışılan, her çocuk için ödenen 326,44 avroluk sabit ek çocuk yardımını doğrudan kısmıyor. Ancak çocuklar üzerinden iki farklı kanalla kesinti yapılıyor.
Birincisi, yeni düzenlemeyle birlikte, tıpkı yetişkinlerde olduğu gibi, çocuklar için de konut giderlerine ayrılan bir pay temel yardımın içine dâhil edilecek. Bu teknik değişiklik, çocuk başına ödenen kira yardımının ayda 81,61 avroya kadar azalmasına yol açabilecek.
İkincisi ise, artan hayat pahalılığına (enflasyon ve enerji krizi) karşı geçici olarak getirilen ailere yönelik ek destek kaldırılıyor. İki ebeveynli aileler için bu ek aile yardımı, ayda 108,82 avro seviyesindeydi. Yeni sistemle birlikte bu destek tamamen ortadan kalkacak.
Ortak konutlar ve paylaşımlı evler: Mindestsicherung’da yeni standart
Bugüne kadar, aylık 1209 avroluk tam asgari standart sadece gelir testini geçen yetişkin bireyler için değil, aynı evi başkalarıyla paylaşanlar için de geçerli olabiliyordu. Yeni düzenlemeyle birlikte, bu tutar artık yalnızca “gerçekten tek başına yaşayan” kişiler için ödenmeye devam edecek.
Paylaşımlı dairelerde yaşayanlar (WG sakinleri) içinse, partnerlerle aynı kural uygulanacak: Kişi başına sadece asgari standart tutarın yüzde 70’i ödenecek. Bu da 1209 avronun 846 avroya düşmesi anlamına geliyor. Gerekçe olarak, ortak hane düzeninin “masrafları düşürdüğü” savunuluyor.
Bununla birlikte, bazı gruplar bu kesintiden muaf tutulacak. Özellikle tek başına çocuk yetiştiren ebeveynler (yalnız ebeveynler) ve kadın sığınma evleri ya da engelli bireyler için kurulan özel paylaşımlı konutlar gibi, özel destekli yaşam modellerinde kalanlar için kesinti uygulanmayacak.
İkincil koruma statüsündekiler: Gelirde üçte ikiye varan kayıp
Şimdiye kadar Avusturya’da, ikincil koruma statüsüne sahip olan kişilere (subsidiär Schutzberechtigte) Mindestsicherung düzeyine çıkma imkânı sunan sadece iki eyalet vardı: Viyana ve Tirol. Bu düzenleme sayesinde, aslında federal devletin öngördüğü temel destek (Grundversorgung) alan kişiler, ek olarak asgari geçim desteğine yükseltilebiliyordu.
Her iki eyalet de bu uygulamadan vazgeçme hazırlığında. Ancak Viyana’daki kararın etkisi çok daha büyük. Çünkü Avusturya’da ikincil koruma statüsüne sahip kişilerin yüzde 92’si Viyana’da yaşıyor. Resmi istatistiklere göre, geçen yıl bu grupta yaklaşık 13.000 kişi bulunuyordu.
Yeni düzenlemeyle birlikte, bu kişilerin gelirinde neredeyse üçte ikiye varan kayıp yaşanacak. Şu anda Mindestsicherung kapsamında aylık 1209 avro alabilen ikincil koruma statüsündekiler, bundan sonra sadece federal temel destek (Grundversorgung) düzeyinde ödeme alacak.
Özel konutlarda kalanlar için temel destek; kira ve gıda masrafları dâhil olmak üzere ayda sadece 425 avro öngörüyor. Ayrıca giyim yardımı olarak yılda en fazla 150 avroya kadar ek destek verilebiliyor. Bu tutarla, Viyana kiralarını karşılamak neredeyse imkânsız hâle gelecek; dolayısıyla birçok kişinin mevcut kira sözleşmesini sürdürmesi mümkün olmayacak.
Bu durumda bu insanlar nerede yaşayacak? Kural olarak, temel destek sistemi, özel konut imkânı kalmayanlar için organize bir barınma hakkı da tanıyor. Ancak bu yeni barınma yerlerinin nasıl ve kim tarafından oluşturulacağı hâlâ belirsiz. Kent yönetiminden gelen yanıtlar şu ana kadar oldukça muğlak kaldı.
Belediye kanadı, bir yandan AB düzeyinde yapılacak yeni düzenlemelere, diğer yandan da federal hükümetin sorumluluğuna atıfta bulunuyor. Kulis bilgilerine göre, yardım kuruluşları ve sivil toplum örgütleriyle kriz toplantıları yapılıyor ve olası çözümler tartışılıyor.
İltica alanında çalışan Asylkoordination adlı sivil toplum kuruluşundan bir temsilci, bu gelişmelerin kendisini “tam anlamıyla çaresiz bıraktığını” söylüyor. Mevcut düzenlemeler yürürlüğe girdiği andan itibaren, ikincil koruma statüsündeki birçok kişiyi doğrudan evsizlere yönelik yardım sistemine yönlendirmek zorunda kalacağını belirtiyor. Tasarıda, insanların kendilerine alternatif bulabilmeleri için herhangi bir geçiş süresi öngörülmediğine dikkat çekiyor.
Viyana’nın durumu, sadece daha yüksek başlangıç seviyesi nedeniyle değil, kesintilerin gerekçelendirilme biçimi açısından da diğer eyaletlerden ayrılıyor. Bazı eyaletlerde muhafazakâr ve sağ partiler ideolojik gerekçelerle sosyal yardımları kısmaya çalışırken, Viyana’da özellikle sosyal demokratlar için temel motivasyon “para yokluğu” olarak sunuluyor.
Kent yönetimi, ciddi bir bütçe açığıyla mücadele ediyor ve Viyana sosyal yardım kesintisi paketinden 200 milyon avro tasarruf bekliyor. Ancak eleştirmenlere göre, bu tasarruf, toplumun en kırılgan kesimlerinden alınan bir maliyet ve uzun vadede hem sosyal uyumu hem de kentteki yoksulluk düzeyini olumsuz etkileme riski taşıyor.














