Melek Bebeğin Annesi Mahkemede: “Ben Bir Canavarım”
Viyana’nın Favoriten semtindeki bir hastane yakınlarında bulunan çöp konteynerinden çıkan trajedi, Avusturya kamuoyunu derinden sarstı. Henüz yedi günlük olan Melek adlı bebek, kendi annesi tarafından öldürülerek çöpe atıldı. Cinayetle suçlanan 30 yaşındaki anne, Viyana Eyalet Mahkemesi’nde görülen davada gözyaşlarına boğuldu: “Biliyorum, ben bir canavarım.”
Bebek Cesedi Çöpte Bulundu
Küçük Melek’in cansız bedeni, bir günlük battaniyeye sarılı şekilde, kağıt bir torbaya ve siyah plastik bir çöp poşetine sarılarak bir konteynere atılmış halde bulundu. Henüz bir haftalık olan bebek, doğduğu hastaneden annesi tarafından çıkarıldıktan kısa süre sonra hayatını kaybetti.
“Doğumhanede Bile Onu Ne Yapacağımı Düşündüm”
Dava dosyasına göre, anne daha doğum sırasında bebeği nasıl “yok edeceğini” düşünmeye başlamıştı. Savcı, duruşmanın açılış konuşmasında “Sanık, doğumhane odasında bile bebeği nasıl ortadan kaldırabileceğini planlamış” dedi. Bu sözler, jüri üyelerinin yüzlerinde büyük bir dehşet yarattı.
Aile Baskısı ve Umutsuzluk
14 Kasım’da Favoriten Kliniği’nde dünyaya gelen Melek’in annesi, geçmişte yurtdışında cezaevine girmişti. Avukatı Astrid Wagner’e göre, bu nedenle ailesi onun çocuk babasıyla olan ilişkisini kesinlikle kabul etmiyordu. Üstelik hamilelik de plansız ve evlilik dışıydı.
Hamile olduğunu öğrendiğinde gebeliğin 19. haftasındaydı; bu nedenle yasal olarak kürtaj için çok geçti. Wagner, “Müvekkilim gebeliği hem gizledi hem de zihninde yok saydı” ifadelerini kullandı. Doğuma bir ay kala erken doğum belirtileri başladı ve Melek dünyaya geldi. Anne, “Bebeği göğsüme koyduklarında onun bir melek olduğunu anladım” dedi. Zaten “Melek” adı da Arapçada “melek” anlamına geliyor.
“Onu Nereye Götüreceğimi Bilmiyordum”
Sanık kadın, taburcu edileceğini öğrendiği gün büyük bir panik yaşadığını ifade etti: “O anda bir tünelin içine girdim sanki, onu nereye götüreceğimi bilmiyordum.” Oysa bebeği isteyen bir babanın, bir evlat edinme seçeneğinin ya da bebek bırakma kutusunun varlığına rağmen, kadın farklı bir yola başvurdu.
“Onu giydirdim, hazırladım ve battaniyeye sardım. Kağıt torbaya koyup hastaneden çıkardım, yanımda bir de siyah çöp poşeti vardı – üşümesin diye.” Kasten öldürme niyeti olmadığını iddia eden sanık, “Sadece bir yere bırakmak istedim, öldürmek istemedim” dedi.
“Önce Boğmaya Çalıştım, Sonra Yere Attım”
Bebek ağlamaya başlayınca, kadın ilk olarak onu boğmaya çalıştığını ama başaramadığını söyledi. Hakim, “Sonra ne oldu?” diye sorduğunda, anne düşük bir sesle “Onu yere attım” dedi. “Kaç kere?” sorusuna “Üç kere” yanıtını verdi. Bebek, o andan sonra bir daha ağlamadı.
Cinayet Sonrası Kurgulanan Yalanlar
Sanık, ilk olarak bir kaçırılma hikayesi uydurdu ve büyük bir polis operasyonu başlatıldı. Ancak gerçek çok geçmeden ortaya çıktı: Küçük Melek’in cesedi, hastane yakınlarındaki çöp konteynerinde bulundu.
Mahkemede Gözyaşları ve Pişmanlık
Sanık, duruşmada defalarca ağladı ve pişmanlığını dile getirdi: “Zamanı geri alabilsem, her şeyi farklı yapardım. Melek hâlâ hayatta olurdu. Biliyorum, ben bir canavarım.”
Anne hakkında ömür boyu hapis cezası isteniyor. Psikiyatristler, adli tıp uzmanları ve tanıkların ifadesinden sonra kararın aynı gün verilmesi bekleniyor. Avukat Wagner, suçu doğum sırasında işlenen çocuk öldürme kapsamında değerlendirmeyi önerdi ancak doğumun üzerinden birkaç gün geçtiğini kabul etti.














