Shopping cart

Bilim

Üç Ebeveynli Bebekler: Genetik Mucize mi, Tehlikeli Gelecek mi?

18 Temmuz 2025 Okuma Süresi: 4 dk.
Üç Ebeveynli Bebekler: Genetik Mucize mi, Tehlikeli Gelecek mi?
111

Üç Genetik Ebeveynli Bebekler: Genetik Bir Devrim Kapıda mı?

İngiltere’de sekiz bebek dünyaya geldi — ancak bu bebeklerin her birinin genetik yapısı üç farklı kişiye ait. Bu dikkat çekici gelişme, genetik hastalıkların önlenmesi amacıyla uygulanan yeni bir tüp bebek yöntemi sayesinde mümkün oldu. Bazıları için bu yöntem bir umut ışığı sunarken, bazıları için “laboratuvar ürünü tasarım bebekler” endişesini gündeme taşıyor.


Ne Yapıldı?

Normalde bir çocuğun tüm genetik bilgisi annesi ve babasından gelir. Ancak İngiltere’de yalnızca sıkı yasal düzenlemelerle izin verilen özel bir yöntemle bu kural değiştirildi. Bu yöntemde annenin yumurtasından yalnızca hücre çekirdeği alındı ve bu çekirdek, genetik hastalık taşımayan sağlıklı bir bağışçının “çekirdeği çıkarılmış” yumurtasına yerleştirildi.

Sonuç olarak, bebeklerin temel genetik yapısı anne ve babalarına ait olurken, hücre içindeki enerji üretim merkezleri — yani mitokondriler — başka bir kadından geliyor. Mitokondriler de yaklaşık %0,1 oranında DNA içeriyor. Yani teknik olarak bebekler üç kişinin genetik katkısıyla doğmuş oluyor.


Neden Gerekliydi?

Bazı kadınların yumurtalarındaki mitokondriler genetik olarak bozuk olabiliyor. Bu da doğan bebeklerde ciddi, hatta ölümcül hastalıklara yol açabiliyor. En çok sinir sistemi ve kaslar etkileniyor. Tedavisi ise mümkün değil. Avusturya’da her yıl yaklaşık 5.000 doğumdan birinde bu tür genetik bir bozukluk tespit ediliyor.

Çünkü mitokondriler yalnızca anne yoluyla aktarılıyor. Bu da, baba ne kadar sağlıklı olursa olsun, annenin genetik bozukluğu çocuklarına geçireceği anlamına geliyor.

Newcastle Üniversitesi’nden mitokondri araştırmacısı Douglass Turnbull’un ifadesiyle:
Mitochondriyal hastalıklar tüm aileleri etkileyebilecek kadar yıkıcı olabilir. Bu hastalıkları çocuklarına geçirme korkusuyla yaşayan kadınlara sıkça tanık oluyoruz.


İlk Sonuçlar Ne Gösteriyor?

Çalışma başladığından bu yana dört kız ve dört erkek olmak üzere sekiz çocuk doğdu. Genetik analizlere göre, bu çocuklardan beşinde hastalık yapıcı herhangi bir mutasyon tespit edilmedi. Diğer üçünde ise en fazla %20 oranında bozuk mitokondri bulundu ki bu oran tehlikeli sınır olan %80’in oldukça altında.

Araştırmacı Douglass Turnbull, bu yöntemin çok sayıda kadına yeni bir umut sunduğunu söylüyor.


“Tasarım Bebekler” mi, Hayat Kurtarıcılar mı?

Ancak bu gelişme herkesi memnun etmiyor. Bazı insanlar, bu tür yöntemlerin gelecekte çocukların laboratuvar ortamında “isteğe göre” tasarlanmasının yolunu açmasından korkuyor. Göz rengi, boy, zeka gibi özelliklerin belirlenebileceği bir dünya düşüncesi endişe yaratıyor.

Bu nedenle Almanya’da bu yöntem yasak. Çünkü Almanya’da yumurta bağışı da yasak, İngiltere’den farklı olarak. Hukuk uzmanı Jochen Taupitz’e göre, mitokondri değişimi yasal olarak gri bir alan ve tartışmalı bir konu. Eleştirmenler, bu yöntemin “tasarım bebeklere” atılan ilk adım olduğunu söylüyor.


2016’da Meksika’da Gerçekleştirilen İlk Girişim

Bu teknoloji aslında ilk kez 2016’da dünya gündemine geldi. ABD’li bir doktor olan John Zhang ve ekibi, genetik bozukluk taşıyan Ürdünlü bir kadının sağlıklı bir bebek doğurmasını sağladı. Leigh sendromu taşıyan anne, daha önce iki çocuğunu bu hastalık nedeniyle kaybetmişti.

ABD’de bu tür uygulamalar yasak olduğundan ekip, işlemi yasal boşlukların olduğu Meksika’da gerçekleştirdi. Ancak bu, “kuralsız deney” eleştirilerini beraberinde getirdi. Gerçekten de beş embriyodan sadece biri sağlıklı gelişti ve doğan bebek, vücudunda %1’den az bozuk mitokondri taşıyarak sağlıklı bir şekilde dünyaya geldi.


Peki Avusturya’da Durum Ne?

Avusturya’da bu işlem yasal değil. Genetik hastalık taşıyan kadınlar için tek umut, preimplantasyon genetik tanı (PGT) yöntemidir. Bu yöntemde, yapay döllenmeden sonra sadece sağlıklı embriyolar seçilerek transfer edilir. Ancak bu teknik yalnızca mitokondrilerin tamamının bozuk olmadığı durumlarda işe yarar – ki bu oldukça nadirdir.

İlgili haberler: