Meloni’den Sandığa Gitmeme Çağrısı
İtalya’da bu hafta sonu halk, tam beş referandum için sandık başına gidecek. Bu referandumların en tartışmalı olanı ise, Avrupa Birliği dışından gelen göçmenler için vatandaşlık alım süresinin kısaltılmasını hedefliyor.
Göçmenler İçin 10 Yıl Bekleme Süresi Tartışılıyor
Şu anda AB dışından İtalya’ya göç eden yetişkin bireyler, vatandaşlık başvurusu yapabilmek için 10 yıl boyunca ülkede kalmış olma şartını taşımalı. Oysa bu durum 1992’ye kadar sadece 5 yıl olarak uygulanıyordu. Ancak o dönemlerde, bugünkü gibi her yıl ortalama 100.000 göçmenin İtalya’ya gelmediği de bir gerçek.
Liberal muhalefet partisi Più Europa (eski adıyla Radikal Parti), referandum teklifinde bu bekleme süresinin yeniden 5 yıla düşürülmesini savunuyor. Parti lideri Riccardo Magi’ye göre, daha hızlı bir vatandaşlık süreci göçmenlerin entegrasyonunu kolaylaştırabilir. Sosyal demokrat ana muhalefet partisi PD de bu teklifi destekliyor, fakat muhalefet içinde konuya dair farklı görüşler de var.
Meloni ve Salvini Sert Tepkili
Başbakan Giorgia Meloni ile sağcı partisi Fratelli d’Italia, vatandaşlık sürecinin kolaylaştırılmasına kesinlikle karşı çıkıyor. Onun kadar kararlı olan bir diğer isim ise sağ popülist koalisyon ortağı ve Lega lideri Matteo Salvini. Salvini, İtalyan pasaportunun “hediye edilmemesi” gerektiğini, zira vatandaşlık alan göçmenlerin suç işlemeleri durumunda artık sınır dışı edilemeyeceklerini vurguluyor.
Karşı Argüman: Zaten Zor Şartlar Var
Magi ise bu eleştiriye, halihazırda vatandaşlık almak için gereken koşulların oldukça sıkı olduğunu hatırlatarak cevap veriyor. Yeterli gelir, vergi ve sosyal güvenlik ödemeleri, sabıka kaydı olmaması ve İtalyanca bilgisi gibi kriterlerin korunacağını belirtiyor. Yani, yalnızca İtalyan ekonomisinin ihtiyaç duyduğu “örnek göçmenler” vatandaş olabilecek.
Referandum Geçme İhtimali Zayıf
Pazar ve pazartesi günü yapılacak referandumda bu önerinin kabul edilmesi pek olası görünmüyor. Bunun nedeni, konunun içeriğinden ziyade, İtalya’daki referandumların geçerli sayılabilmesi için katılım oranının en az %50 olması şartı. Genelde, halk oylamasını başarısız kılmak isteyen taraflar, “hayır” oyu vermek yerine sandığa gitmeme taktiğini uyguluyor. Bu şekilde, zaten yaklaşık %40 olan doğal seçmeme oranına, bilinçli bir boykot da ekleniyor.
Meloni ve Salvini de bu stratejiyi benimsedi: Seçmenlerine açık ya da dolaylı biçimde sandığa gitmemeleri yönünde çağrı yaptılar. Bu, demokratik açıdan tartışmalı bir yöntem olsa da yasadışı değil.
Meloni’nin Sembolik Katılımı
Başbakan Meloni’nin yöntemi ise oldukça dikkat çekici. Demokrasiye olan saygısından ötürü sandık başına gideceğini, ancak oy pusulalarını doldurmayıp sandığa atmayacağını söyledi. Bu davranış, seçime katılmış gibi görünmesini sağlarken, aslında oy kullanmamasını garantiliyor.
Diğer 4 Referandum: İş Piyasası Reformuna Geri Dönüş
İtalyan Cumhuriyeti’nin 1948’de kurulmasından bu yana 72 halk oylaması gerçekleştirildi. Bunlardan sadece 39’unda gerekli %50 barajı aşıldı. En çok bilinen referandumlardan biri, 1974’te Katolik partilerin boşanmayı yasaklamak için yaptığı ve başarısız olduğu oylamaydı.
Bu haftaki diğer dört referandum ise daha az dikkat çekiyor. Bu dört halk oylaması, Sosyal Demokrat Matteo Renzi hükümeti döneminde yapılan iş gücü piyasası reformlarını geri almak istiyor.








