Shopping cart

  • Home
  • Ekonomi
  • Avusturya’da Enflasyon %4’e Çıktı, Shrinkflasyon Neden Hesaplama Dışında Bırakıldı?
Ekonomi

Avusturya’da Enflasyon %4’e Çıktı, Shrinkflasyon Neden Hesaplama Dışında Bırakıldı?

19 Kasım 2025 Okuma Süresi: 8 dk.
Avusturya’da Enflasyon %4’e Çıktı, Shrinkflasyon Neden Hesaplama Dışında Bırakıldı?
16

Avusturya’da hükümet, gıdadaki fiyat artışını frenlemek için shrinkflasyonla mücadele adımları planlarken, istatistik kurumu bu yıl shrinkflasyonu enflasyon hesabında artık dikkate almıyor; bunun yerine indirimler ve kampanyalar daha ayrıntılı izleniyor.

Enflasyon, Avusturya’da yılın ikinci yarısında hedef değerin yaklaşık iki katı seviyesine yerleşti. Avrupa Merkez Bankası’nın (EZB) hedeflediği yüzde iki yerine, ülkede enflasyon Ekim ayı için tam yüzde 4 olarak hesaplandı. Böylece Avusturya’daki enflasyon, tüketici fiyatlarının yalnızca yüzde 2,1 oranında geçen yılın seviyesinin üzerine çıktığı tüm Avro Bölgesi ortalamasının belirgin biçimde üzerinde bulunuyor.

İstatistik kurumu, hâlâ çok yüksek olan enflasyonun nedenini özellikle hanehalkı enerji maliyetlerindeki keskin artışlara bağlıyor. Kurumun açıklamalarına göre, “Gastronomi ve konaklama alanında fiyat artış hızı zayıfladı”. Bu değerlendirmeyi, İstatistik Austria Genel Direktörü Manuela Lenk’in ifadeleri tamamlıyor. Buna rağmen, yüksek enerji fiyatları genel enflasyon üzerinde baskı oluşturmaya devam ediyor.

Gıda fiyatlarındaki artış ise, enflasyonun en güçlü itici gücü olmasa bile, halk için büyük bir rahatsızlık kaynağı olmaya devam ediyor. Bu nedenle hükümet, özellikle gıda alanındaki fiyat artışını bir miktar hafifletmeye çalışıyor. Gündemde olan en önemli başlıklardan biri de, toplumda özellikle sevilmeyen shrinkflasyon. Aynı büyüklükteki ambalajların içeriğinin azaltılması, buna karşın fiyatın aynı kalması ya da artması, kamuoyunda “gizli zam” ya da shrinkflasyon (gizli gramaj azaltma) olarak tartışılıyor. Planlanan düzenlemeye göre, gelecekte raflarda düşürülen dolum miktarının tüketici için görünür hâle getirilmesi hedefleniyor.

Ancak bu çabaya rağmen, hükümet süpermarketlerdeki gıda enflasyonunu bu yolla doğrudan aşağı çekemeyecek gibi görünüyor. Çünkü yılbaşından bu yana İstatistik Austria, gıda ürünlerinde shrinkflasyonu artık enflasyon hesabında hiç dikkate almıyor. Bir gazetede yer alan araştırmalara göre, bu şekilde fark edilmesi zor fiyat artışları, önceki yılların aksine bu yıldan itibaren enflasyon hesaplamasında göz ardı ediliyor ve resmi orana yansımıyor.

Peki kurum tam da insanların en çok tepki gösterdiği bu shrinkflasyon olgusunu neden artık ölçmüyor? Üretici firmaların ürün miktarını düşürmesi, tüketicileri adeta çileden çıkaran bir konu. Tüketici Bilgilendirme Derneği (VKI) tarafından geçen yıl yapılan bir ankette, katılımcıların yüzde 81’i shrinkflasyondan son derece rahatsız olduğunu, yüzde 18’i ise biraz rahatsız olduğunu belirtti. Üreticilerin bu yöntemine ilişkin olarak, katılımcıların yüzde 73’ü firmaların müşterileri aldatmaya çalıştığını düşündüğünü, yüzde 64’ü ise kendini bu nedenle tam anlamıyla aldatılmış hissettiğini ifade etti.

Bu durum, özellikle “en fütursuz vaka” olarak görülen örneklerde, kamuoyunda sembolik cezalar ve olumsuz ödüllerle de gündeme taşınıyor. Örneğin, bir çikolata markası, aynı anda miktar azaltılırken fiyatın artırıldığı gerekçesiyle bir sivil toplum örgütü tarafından verilen “Altın Rüzgârgülü” benzeri olumsuz bir ödüle layık görüldü. Benzer biçimde, bir dondurma ürününün de hem gramajının düşürülmesi hem de fiyatının yükseltilmesi nedeniyle bir başka tüketici örgütü tarafından yılın “tüketim skandalı” olarak işaret edilmesi, shrinkflasyonun ne kadar tepki çektiğini gösteriyor.

Teknik Olarak Mümkün Değil

Peki enflasyon oranının hesaplanmasında artık ne değişti? İstatistik Austria’da ilgili birimin başında olan ve geçmişte shrinkflasyon hakkında “Ambalaj boyutları değişirse bunu hemen fark ederiz” diyen yetkili, bu durumun 2025 yılının başından itibaren artık geçerli olmadığını açıklıyor. Neden? Nedeni, süpermarketlerdeki kasa sistemlerinden gelen otomatik veri aktarımının çok daha yoğun biçimde kullanılmaya başlanması.

Yetkilinin açıklamasına göre, artık bir ürünün ürün numarası değiştiğinde bu otomatik olarak kayda geçiyor, ancak bu değişikliğin azalan içerik miktarından mı, yoksa başka nedenlerden mi kaynaklandığı sistem tarafından ayırt edilemiyor. Haftada “binlerce kasa verisi” işlendiği için, tek tek her ürünün gramaj değişikliğini takip etmek “teknik olarak mümkün değil” olarak tanımlanıyor. Bu, shrinkflasyonun yani ambalaj aynı kalırken içeriğin azaltılmasının istatistiksel olarak ayrı bir fiyat artışı olarak yakalanmasını zorlaştırıyor.

Öte yandan, daha büyük miktarda fiyat bilgisinin toplanıyor olması, istatistik uzmanlarının gözünde yeni yöntemin avantajlarından biri. Çünkü bu sayede fiyatlara ilişkin veri seti çok daha ayrıntılı hâle geliyor. Ayrıca, kamuoyunda yine sıkça eleştirilen bir konu olan indirimler ve kampanyalar da artık daha hassas bir şekilde enflasyon hesabına yansıtılabiliyor. Ancak bunun karşılığında, gıda alanında shrinkflasyon istatistiksel olarak yakalanamıyor.

Bu yeni yöntem için istisna oluşturanlar yalnızca fırınlar ve kasaplar. Bu alanlarda fiyatların toplanması, İstatistik Austria çalışanları tarafından hâlâ sahada, yani yerinde gözlem ve kayıt yöntemiyle yürütülüyor. Kuruma göre, Avrupa Birliği’nin istatistik ofisi tarafından yapılan bir tavsiye üzerine yılbaşında kasa verilerine geçilmiş durumda ve bu yöntem, Avrupa genelinde yaygınlaşan bir trende uyum olarak açıklanıyor.

Aldatıcı ve Yanıltıcı

Bu değişiklik nedeniyle temel bir sorun görmediğini belirten enflasyon uzmanları da var. Bir ekonomi enstitüsünde çalışan bir iktisatçı, yeni yöntemin “esas avantajını”, ilk kez tüm indirim kampanyalarının kapsamlı biçimde dikkate alınmasında ve fiyatların artık ay içinde birkaç kez ölçülmesinde görüyor. Böylece resmi enflasyon, özellikle yoğun kampanya dönemlerinde gerçekleşen fiyat hareketlerine daha yakın hâle geliyor.

Bununla birlikte, tüketici açısından shrinkflasyonun aldatıcı ve yanıltıcı bir etki yarattığı vurgulanıyor. Uzmanlara göre asıl sorun, tüketicilerin “kendisiyle alay edildiği” duygusuna kapılması. Yani shrinkflasyonun ekonomik etkisinden çok, psikolojik ve algısal etkisi öne çıkıyor: Tüketici, aynı paketle daha az ürün alırken aynı veya daha yüksek fiyat ödediğini fark ettiğinde, resmi enflasyon rakamına olan güveni daha da sarsılıyor.

Ayrıca küçülen paketler ve indirimler, bu yılki resmi enflasyon oranı üzerinde baskı azaltıcı bir etki yapıyor. Yalnız, bu etkinin büyüklüğünün sınırlı olduğu tahmin ediliyor. Shrinkflasyon ve indirimlerin etkisi göz ardı edilmeseydi Ekim için açıklanan enflasyon oranının gerçekten yüzde 4’ün üzerinde olup olmayacağı belirsiz. Ancak bilinen şu ki, zaten genellikle resmi orandan daha yüksek hissedilen enflasyon, bu fark nedeniyle halkın gözünde resmi rakamlardan daha fazla ayrışabilir.

İstatistik Austria, kendi açıklamasına göre, “shrinkflasyon olgusunu sürekli izliyor”. Kurum, topladığı veriler üzerinden shrinkflasyonun genel enflasyon üzerinde toplamda nispeten az bir etkisi olduğunu iddia ediyor. Ancak yine de bazı ürün gruplarında azaltılan içerik miktarının oldukça belirleyici olduğu kabul ediliyor.

Buna örnek olarak tam yağlı sütlü çikolata veriliyor. Bu üründe, hem indirimler hesaba katıldığında hem de shrinkflasyon yoluyla gizli fiyat artışları dışarıda bırakıldığında, süpermarketlerdeki fiyatların Eylül ayında geçen yılın aynı dönemine kıyasla resmi olarak dörtte birden biraz fazla arttığı belirtiliyor. Bu, çikolata sevenler için hayli tatsız bir gelişme. Buna karşın, enflasyon sepetinde sütlü çikolatanın ağırlığı yalnızca yaklaşık yüzde 0,1, yani toplam tüketim harcamalarının binde biri düzeyinde. Dolayısıyla, tek tek ürünlerdeki güçlü fiyat artışları, enflasyon sepetinin geneline bakıldığında resmi enflasyon oranı üzerinde sınırlı bir rol oynuyor.

İlgili haberler: