Avusturya’da her beş çocuktan biri yoksulluk içinde büyüyor – bazıları bu durumdan hayatları boyunca kurtulamıyor.
Avusturya Halk Yardımı Derneği’nden (Volkshilfe Österreich) Hanna Lichtenberger, “Çocukların yoksulluktan kurtulmasını çok zorlaştırıyoruz. Bu mutlaka değişmeli” diyerek durumu eleştirdi.
Yoksulluğun Çocuklar Üzerindeki Etkileri
Yoksulluk içinde büyüyen çocuklar genellikle daha fazla hastalanıyor, daha düşük eğitim fırsatlarına sahip oluyor ve yetişkinlikte de yoksulluk riski altında kalıyor.
Lichtenberger, bu zinciri kırmak için şu adımların atılmasını istiyor:
Çocuk Temel Güvencesi (Kindergrundsicherung) sisteminin hayata geçirilmesi,
Tüm gün açık okulların öğle yemeği imkânı ile desteklenmesi,
Ve özellikle kronik hastalığı olan çocuklar için sağlık sisteminin güçlendirilmesi.
Bu talepler, Dünya Yoksullukla Mücadele Günü vesilesiyle yeniden gündeme geldi.
Gençler Arasında Evsizlik Artıyor
Yoksulluk yalnızca çocukları değil, genç yetişkinleri de giderek daha fazla etkiliyor.
Alexander Machatschke, Avusturya Evsizlere Yardım Federal Birliği Başkanı, “Gençler arasında evsizlik her geçen yıl artıyor” dedi.
2024 yılı verilerine göre, zorla tahliyeler yüzde 13 oranında arttı.
Ülke genelinde yaklaşık 20.500 kişi evsiz durumda.
Machatschke, hükümete uygun fiyatlı konut projeleri ve zorunlu tahliyelere karşı önleyici tedbirler çağrısında bulundu.
Tek Ebeveynli Aileler En Yoksul Gruplar Arasında
Tek başına çocuk yetiştiren aileler uzun yıllardır en yüksek yoksulluk riskiyle karşı karşıya.
Bu durum, genel nüfusa kıyasla orantısız şekilde artıyor.
Doris Pettighofer, Tek Ebeveynliler Platformu yöneticisi olarak, “Devletin verdiği aile yardımları artırılmalı. Ayrıca sosyal yardımların daha erişilebilir olması için aile hukuku reformu şart,” dedi.
Şu anda tek ebeveynli ailelerdeki çocukların üçte biri hiçbir şekilde nafaka ödemesi alamıyor.
“Kimse Geri Bırakılmamalı” – Uzmanlardan Sosyal Güvence Çağrısı
Armutskonferenz (Yoksullukla Mücadele Konferansı) sözcüsü Christine Sallinger, hükümete çağrıda bulundu:
“Birden fazla krizin yaşandığı bu dönemde, sosyal güvence sistemlerini güçlendirmek artık bir zorunluluk. Yasama organlarının sorumluluğu, kimsenin yoksulluğa düşmemesini sağlamaktır.”
Aynı kuruluştan Martin Schenk ise şu değerlendirmeyi yaptı:
“Sağlık, eğitim, sosyal güvenlik ve konut politikalarını önleyici şekilde yapılandıran ülkeler, yoksulluğu en düşük seviyede tutuyor.”








