Emekliler için sabit vergi (Flat Tax) tartışması: 2026’da planlanan %25 nihai vergi ve prim muafiyeti, daha uzun çalışma hedefini tersine çevirebilir.
Hükümet, insanların daha uzun süre çalışmasını istiyor. Ancak emekliler için planlanan vergi indirimi, tam tersine, daha erken emekliliği teşvik edebilir ve devlete yüz milyonlarca euroya mal olabilir.
Bu, Ticaret Odası Başkanı Harald Mahrer’in en gözde projesi. Hükümet birçok kalemde tasarruf ararken, Mahrer ve ÖVP emeklilere bir vergi yükü hafifletme paketi kabul ettirdi. Koalisyon anlaşmasına göre düzenleme şöyle: Yasal emeklilik yaşının (Regelpensionsalter) üzerinde çalışmaya devam edenler, 2026 itibarıyla vergi ve kesintilerde indirimden yararlanacak. Emeklilik yanında elde edilen ek gelir (Zuverdienst) sadece %25 oranıyla nihai olarak vergilenecek; bu yüzden model “Sabit Vergi” diye anılıyor. Ayrıca emeklilik yaşını aşmış çalışanlar sosyal güvenlik primi ödemeyecek; işverenler de sağlık ve emeklilik sigortasında yalnızca yarısını ödeyecek. Projenin devlete maliyeti 2026’da 300 milyon €, 2027’de ise 470 milyon € olarak sınırlandı. Öğretmen ve polis zamlarında kesinti tartışılırken bu meblağlar dikkat çekici. Ama koalisyonda her parti önceliklerine bütçe ayırabiliyor; ÖVP de yaşlılıkta çalışmayı teşvik etmek istiyor.
Ne var ki kulislerde modelin tasarımı ve emeklilik sistemine etkileri üzerine büyük bir çekişme başladı. Bir yandan ayrıntılar netleşmedi; diğer yandan SPÖ ve Neos, planın birçok unsurunu uygulanması güç ve sistem açısından ters etkili buluyor. Emeklilik alanındaki pek çok uzman da benzer görüşte.
Kendi hesabına çalışanlar da yararlanır mı?
Sorun, koalisyon anlaşmasında Sabit Vergi’nin nasıl uygulanacağına dair kritik ayrıntıların eksik olmasından başlıyor. Ticaret Odası (dolayısıyla ÖVP), yalnızca klasik ücretlilerin değil, 65 yaş üstü erkekler ve şu an 61 yaş üstü kadınlar arasında çalışmaya devam eden serbest meslek sahiplerinin de ayrıcalıktan yararlanmasını istiyor. SPÖ buna mesafeli; anlaşmada serbestlerden söz edilmiyor. Sosyal sigorta çatı kuruluşu verilerine göre bugün yaklaşık 71.000 kişi emekli aylığına ek gelir elde ediyor; bunun 42.000’i ücretli. Sosyal demokratların ve kısmen Neos’un argümanı şu: Pek çok ücretli, emekliliğe ek olarak zaten iyi kazanıyor. Neden toplum, bu grup için vergi indiriminin faturasını ödesin?
Uzun süredir, bu vergi teşvikinin esasen yüksek gelirlilere bir sübvansiyon olduğu eleştirisi yapılıyor. Bu arada projeye oldukça eleştirel yaklaşan İşçi Odası’nın somut hesapları dolaşıyor: Brüt 3.000 € emekli aylığı alıp üzerine brüt 4.000 € kazanan biri, yeni modelle yılda 9.600 € tasarruf edebilir. Şu anda emekli aylığı ve ek gelir birlikte vergilendirildiği için, ek gelir daha yüksek dilimden vergilenebiliyor. Tasarrufun büyük kısmı, yani 8.400 €, sosyal güvenlik primlerinin kaldırılmasından geliyor.
Üst sınır arayışı
Ayrıcalık için ayrılan kaynak sınırlı olduğundan, bu ayrıcalıklı ek gelire bir tavan konması şart. Tartışılan sınır yaklaşık 3.000 € (yukarıdaki hesap buna göre). Daha fazla kazananlar, tavanı aşan kısım için mevcut daha yüksek vergiye tabi olacak. Yani tam anlamıyla bir Sabit Vergi değil.
Model, yalnızca gelir dağılımı değil, teşvik yapısı bakımından da eleştiriliyor. Neos ve SPÖ’den gelen bir başka güçlü itiraz: Bu düzenleme, daha erken emeklilik cazibesini artırabilir. Böylece, hükümetin 2030’a kadar fiili emeklilik yaşını bir yıl yükseltme hedefiyle çelişebilir; yani amaçlanan sonucun tam tersini doğurabilir.
Şöyle bir durum var: Bugün emeklilik başlangıcı 3 yıla kadar ertelenebiliyor. Hak kazanma yaşının üzerinde çalışmaya devam edenler, her ek hizmet yılı için aylık emekli maaşında kalıcı %5,1 artış alıyor. Bu modeli seçenler, çalıştıkları süre boyunca emekli aylığı almıyor ve başlangıçta maddi kayıpları oluyor; ancak sonrasındaki %5,1’lik kalıcı artış zamanla bu kaybı kâra çeviriyor. Fakat planlanan Sabit Vergi yüzünden, geç emeklilik tercihinin kendini amorti etmesi daha uzun sürecek.
Yukarıdaki örnekteki bir erkek için (brüt 3.000 € emekli aylığı), bugün bu geciktirme modelinin kârlı hale gelmesi yaklaşık 11 yıl alıyor. Sabit Vergi ile bu süre 14 yıla çıkacak. 65 yaşındaki bir erkeğin kalan beklenen yaşam süresi 18,3 yıl. Geciktirene ek bir vergi indirimi (şimdiden tartışılıyor) getirilse bile, bu sorun tamamen çözülmüş olmayacak.
Her yıl yaklaşık 23.000 kişi emekliliğini ertelemeyi seçiyor. Bu sayı azalırsa, emeklilik sisteminin maliyeti anında artar.
Yönetim tartışması
Buna bir de vergi idaresindeki iş yükü tartışmaları ekleniyor. Yeni sistemde, ek gelir %25 ile nihai vergilendirileceğinden, birçok kişi için yıllık vergi iadesi (Steuerausgleich) zahmeti ortadan kalkacak. Ancak tavanı aşanlar için bu geçerli olmayacak. Bir de önemli bir grup var: Çalışan emeklilerin bir kısmının marjinal vergi oranı %25’in altında. Bu kişilerin yeni sistemde daha kötü duruma düşmemesi için vergi indirimi (Absetzbetrag) gerekir. Şimdilik bu, ancak yıl sonunda iade ile mümkün; yıl içinde mevcut duruma göre bile daha olumsuz bir tablo ortaya çıkabilir.
ÖVP ve Ticaret Odası gibi modelin savunucuları ne diyor? Yüksek yaşam beklentisi sayesinde, emekliliği ertelemenin yine de mantıklı olacağını savunuyorlar. Ayrıca vergi idaresinde reform yapılarak, düşük gelirlilerin yıl içinde zarara uğramasının önlenebileceğini ileri sürüyorlar.
Almanya’ya bakış
Reformun hedeflerinden biri, işgücü piyasasına daha fazla yaşlının kazandırılması. Bu, ancak kayda değer ek maliyetlerle mümkün olabilir: Zira 300 milyon €luk başlangıç bütçe bile, hâlihazırda çalışan emeklilerin vergisel olarak rahatlatılmasıyla tamamen tüketilebilir. Bu durumda emekliler “vergi hediyesi”ni yalnızca almış olur. Ancak tavan 3.000 €’nun çok daha altına indirilirse, bir miktar hareket alanı kalabilir. Savunucuların karşı argümanı: Vergi indirimi yeni işler yaratır; bu da ekonomik dinamizm ve nihayetinde daha yüksek vergi gelirleri demektir—reformun bir kısmı kendini finanse eder.
Koalisyon görüşmeleri son dönemde ağır ilerlese de, çok sayıdaki sorun nedeniyle en azından bir alternatife bakılması kararlaştırıldı: Almanya’daki “Aktivrente”. Federal Almanya’da çalışmaya devam eden yaşlılar 2026’dan itibaren farklı bir modelle desteklenecek: Aylık 2.000 €ya kadar ek gelir vergiden muaf olacak. Daha basit bir model mi?
Son tahlilde, koalisyon anlaşmasındaki mutabakat herkesi bağlayıcı görünüyor; yani Mahrer’in modeli rayına oturtulacak. Üstelik yeni kurallar 2026 başında yürürlüğe gireceği için süreç hızlı ilerlemek zorunda. Ekonomik tartışmaların ötesinde, bir de hukuki boyut var: Modelin anayasaya uygunluğu üzerine uzmanlar arasında görüş ayrılığı bulunuyor. Gretchen sorusu şu: Yalnızca emeklilerin özel bir vergi oranından yararlanması, eşitlik ilkesi ile bağdaşır mı?












