Sebastian Kurz: “Beni Sağcı Radikal Gibi Gösterdiler”

Eski Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz, NZZ gazetesine verdiği röportajda, görev süresi boyunca karşılaştığı eleştirileri ve medyanın yaklaşımını açıkça eleştirdi. “Merkel’in hoş geldin kültürüne ve açık sınırlar politikasına karşı çıktığım için beni sağcı radikalmiş gibi gösterdiler,” diyerek, görevdeyken maruz kaldığı saldırılardan yakındı.

Avrupa’da Tartışma Kültürü ve Fikir Özgürlüğü Eksikliği

Kurz, Avrupa’da normal bir tartışma kültürünün gelişmesi gerektiğini, sol görüşlü ana akımın hoşuna gitmeyen fikirlerin de özgürce dile getirilebilmesi gerektiğini vurguladı. Sürekli olarak ahlakçılık ve duygusallıkla siyaset yapmaya karşı olduğunu belirtti. Medyayı da ağır şekilde eleştirerek, “Eğer gazeteciler ve gözlemciler seçim sonucunu beğenirse demokrasi oluyor, beğenmezlerse popülizm diyorlar. Solcu olmayan herkes ahlaksız veya insan düşmanı değildir.” ifadelerini kullandı.

Göç Politikası ve Avrupa’nın Yasal Sıkıntıları

Kurz, mevcut göç politikası ve Avrupa’daki insan hakları anlaşmalarının, AB’yi hareket edemez hale getirdiğini savundu. “Kimlerin göç edebileceğine karar veremiyoruz. Bu kararı insan kaçakçılarına bıraktıkça kaybediyoruz.” diyerek, Avrupa’nın göç konusunda kendi kontrolünü kaybettiğini söyledi. Rusya ile savaş öncesindeki ilişkilere dair ise, bazı çevrelerin Avrupa’nın yıllar önce Rusya’ya daha sert yaklaşması gerektiği yönündeki iddialarını reddetti. “Belki o zaman savaş daha da erken başlayabilirdi, bunu bilemeyiz.” dedi.

Yargının Siyasi Amaçlarla Kullanılması ve Ibiza Skandalı

Sebastian Kurz, kendisine açılan yalan beyan davası ile ilgili olarak da yargının siyasi bir silah olarak kullanıldığını öne sürdü. 2019’daki Ibiza Skandalı’na ilişkin ise, “Avusturya’da olaylar öyle büyütülüyor ki, sanki olağanüstü bir şey yaşanmış gibi bir izlenim doğuyor. Sarhoşken yapılan birkaç uygunsuz açıklama vardı ama tüm iddialardan hiçbir ceza çıkmadı.” değerlendirmesinde bulundu.