On genç sanığın yargılandığı ceza davasındaki beraatların ardından adalet kurumu açık bir açıklama yaptı. Hâkimlere yönelik tehditler ve nefret paylaşımlarının hukuki sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekildi.
Anna davasındaki beraat kararlarının ardından Viyana Yüksek Eyalet Mahkemesi (OLG) Başkanı Katharina Lehmayer, duruşmaya başkanlık eden yargıca yöneltilen tehditleri sert biçimde eleştirdi. Arka planda, 12 yaşındaki bir çocukla cinsel nitelikli eylemlerle suçlanan on gencin yargılandığı ve bir hafta önce sona eren duruşma bulunuyor.
Bazı medya haberlerinde “yanlış bilgiler” yer aldığı için, hâkimler kuruluna (şöffen heyeti) başkanlık eden yargıç tehditlerle karşı karşıya kaldı. Açıklamada, bir hukuk devletinde yargının katı biçimde kanuna bağlı olduğu, kararların ise “ana duruşmada toplanan delillerin dikkatli değerlendirilmesine dayanarak ve yalnızca bu delillerin ışığında” verildiği vurgulandı.
Kabul edilemez saldırılar
OLG Başkanı, mağduru koruma gerekçesiyle yargılamanın bazı bölümlerinin kamuya kapalı yapıldığını yeniden hatırlattı. Böyle durumlarda yargı, kapalı bölümdeki usule veya delil içeriklerine ilişkin bilgi veremez. “Tam da bu nedenle kamusal tartışmada yanlış izlenimler oluşabilir” denildi.
Kapalı delil sürecindeki tüm olguların bilinmemesi nedeniyle, kimi medya haberlerinde ve özellikle sosyal medyada tahminler, bireysel spekülasyonlar ve kişisel değerlendirmeler dolaşıma girdi; bunun sonucunda duruşmaya başkanlık eden yargıç ve ailesine yönelik hakaretler ve tehditler ortaya çıktı.
Lehmayer, “Bu tür itibarsızlaştırmalar ve hatta başkanlık eden yargıca yönelik kişisel saldırılar kabul edilemez” dedi. Cuma günü Ö1’in sabah bülteninde (Morgenjournal) yaptığı açıklamada, yargıcın fotoğraflarının paylaşılmasına kadar varan paylaşımlar yapıldığını belirtti. İşveren konumunda mümkün olan ölçüde nefret paylaşımlarına karşı hukuki adımlar atacaklarını vurgulayan Lehmayer, “Meslektaşlarımızın arkasında duruyoruz” ifadesini kullandı.










