FPÖ, Büyük Skandal ve Devlet Krizi İlan Etti
FPÖ, bir Avusturyalı büyükelçinin müstehcen blog yazıları etrafında dönen olayın “inanılmaz bir skandal” ve “devlet krizi” olduğunu savunuyor. Genel Sekreter Michael Schnedlitz, olayda hâlâ birçok açık soru olduğunu belirtiyor; bunlar arasında olası devam eden güvenlik açıkları da yer alıyor. Salı günü iktidar partilerini, “güvenlik skandalını halının altına süpürmek”le suçladı. Dışişleri Bakanlığı ise olayın yeniden inceleneceğini duyurdu. Schnedlitz, bunun “sadece bir personel meselesi değil, Avusturya Cumhuriyeti’nin en üst düzey bürokratlarından birinin hassas bilgilere erişimi olan biri olması” nedeniyle bir “devlet krizi” olduğunu vurguladı. Büyükelçinin istifasının ise “bir skandalın sonu değil, aksine hesaplaşmanın zorunlu başlangıcı” olduğunu söyledi. Schnedlitz, “çok sayıda açık soru, hem idari hem de cezai açıdan” bulunduğunu ve yetkililerden harekete geçmelerini beklediklerini, çünkü bunun Avusturya’nın güvenliğiyle ilgili olduğunu kaydetti. Siyasi sorumluların ise “suskunluk duvarı” oluşturduğunu söyledi.
Açık Kalan Sorular ve Güvenlik Açığı İddiası
Schnedlitz’e göre önemli sorulardan biri, “Kim, ne zaman ne bildi ve harekete geçmedi?” sorusu. O, kamu görevlilerinin bildirim yükümlülüğüne atıfta bulundu. Olayın özel bir mesele olmadığını, büyükelçinin izinsiz izlenmiş olabileceğine dair medya raporlarına işaret etti. Ayrıca blogun, “şiddet fantezileriyle” dolu kısımlarının en azından kısmen, çalışma saatlerinde ve Dışişleri Bakanlığı altyapısıyla yazıldığına işaret etti: “Kısacası: bunun için vergi mükellefi para ödedi.” Ancak en önemli konu, hala bir güvenlik açığı olup olmadığı; Schnedlitz, hızlı bir şekilde soruşturma başlatılmasını talep etti. Ayrıca olayın, 2019/2020 yılbaşı döneminde Dışişleri Bakanlığı’nın BT sistemlerine yapılan siber saldırı ile bağlantılı olup olmadığının araştırılmasını istedi.
Dışişleri Bakanlığından Tam Kapsamlı Soruşturma
Dışişleri Bakanı Beate Meinl-Reisinger (NEOS), “BT güvenliği ve gündeme gelen tüm hususların tam kapsamlı olarak inceleneceğini” açıkladı. Güvenlik danışmanı Thomas Starlinger’ı soruşturmanın başına getirdi. Bakanlıktan yapılan açıklamada, BT güvenliğinin en yüksek önceliğe sahip olduğu vurgulandı. 2019/2020’deki siber saldırının zaten analiz edildiği ve ardından BT güvenlik konseptinin tehditlere göre güncellendiği, şu anda ise “herhangi bir mevcut tehdit göstergesinin bulunmadığı” belirtildi.
Blogun İçeriği ve FPÖ’den Siyasi Eleştiriler
Skandal, “Fass ohne Boden” adlı haber sitesiyle gündeme geldi. Site, “Caro” adlı bir kadının perspektifinden yazılmış blog yazılarını aktardı. Bu yazılarda açık şekilde cinsel saldırı ve tecavüz tasvirleri yer alıyor. Kadın, kendisinin ve başka kadınların erkeklerin isteklerine karşı koyamadan hizmet ettiklerini anlatıyor. Geçen hafta büyükelçi, kişisel nedenlerle görevden affını istemiş ve bu istek Bakan Meinl-Reisinger tarafından kabul edilmişti.
FPÖ, özellikle Meinl-Reisinger’in kriz yönetimini, şeffaflıktan uzak olmakla eleştirdi. Genel Sekreter Christian Hafenecker, Dışişleri Bakanının sessiz kalmasının, “sadece bir kripto-ÖVP’li olması ve failleri kısmen tanımasından” kaynaklandığını iddia etti. Meinl-Reisinger’in siyasi kariyerinden önce ÖVP’nin parti içi makine dairesinde uzun süre çalıştığını hatırlattı.
ÖVP ve Derin Devlet Eleştirisi
Hafenecker, ÖVP’nin çeşitli bakanlıklarda ağları olduğunu ve çok uzun süredir ülkede yönetimde olduğunu savundu. Ona göre, “Bu tür uzun süreli iktidarlarda tam da bu tür ağlar ve çıkar grupları ortaya çıkıyor, bu da etik ve ahlak eksikliğiyle sonuçlanıyor.” Hafenecker, bunun münferit bir olay değil, ÖVP’nin oluşturduğu bir sistem olduğunu iddia etti.














