Almanya’da da Soruşturma Durduruldu
Avusturya’da doktor Lisa Maria Kellermayr’a yönelik “intihara yol açan tehlikeli tehdit” suçlamasından beraat eden 61 yaşındaki Alman sanık hakkındaki dava, Münih Başsavcılığı tarafından da kapatıldı.
Alman makamları, sanığın doktoru bir “halk mahkemesi”ne çıkarmakla tehdit etmesini, kendi bakış açısından “ileride kurulacak meşru mahkemeler önünde yargılama” anlamında değerlendirdi.
İnternette Yoğun Tehditler
Kellermayr, özellikle aşı karşıtı çevrelerden gelen tehditler nedeniyle uzun süre internet üzerinden baskı gördü. Yaz aylarında 2022’de intihar ederek hayatına son verdi. Bu süreçte kimliği belirsiz bir kişi “Claas” takma adıyla ağır işkence ve öldürme tehditleri gönderirken, sanık olan Alman vatandaşının e-posta ve sosyal medya (Twitter/X) üzerinden kendi adıyla mesajlar yolladığı ortaya çıktı. Bu mesajlarda, Kellermayr’ın korona hakkındaki açıklamaları nedeniyle “halk mahkemesi”ne çıkarılacağı ve “sanık sandalyesine oturtulup hapse gönderileceği” yazıyordu.
Wels’te Beraat Kararı
Sanık, 2024 baharında Avusturya’nın Wels kentinde hakim karşısına çıktı. Hakkındaki suçlama “intihara yol açan tehlikeli tehdit” idi. Ancak mahkeme, gönderilen mesajların Kellermayr’ın intiharında doğrudan bir etken olduğuna dair yeterli kanıt bulunmadığını belirterek beraat kararı verdi. Hakime göre, olası “sıradan tehdit” suçu işlenmişse bu yalnızca Almanya’daki yargı mercilerinin görev alanına giriyordu.
Sanık Mesajları Kabul Etti
Sanık, mahkemede e-postaları yolladığını inkâr etmedi, ancak bunların karşılıklı bir tartışma çerçevesinde olduğunu savundu. Savunma, “halk mahkemesi” ifadesiyle aslında Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni kastettiğini ileri sürdü.
Münih Savcılığı da Dosyayı Kapattı
Wels’teki beraat kararının kesinleşmesinin ardından dosya Alman savcılarına geçti. Münih Başsavcılığı, 61 yaşındaki sanık hakkındaki davayı “olayla ilgili sebeplerden ötürü” düşürdü.
Savcılıktan yapılan açıklamada, sanığın ifadelerinin “tehdit unsurları içerdiği” ve mağduru haksız biçimde uzun süreli hapisle korkutma niteliği taşıdığı kabul edildi. Ancak Wels’teki karar ve elde edilen bulgular dikkate alınarak, sanığın kastının bu yönde olmadığı ve kendince meşru bir yargılama sürecinden bahsettiğine inanıldığı belirtildi. Bu nedenle kasten suç işleme iradesi tespit edilemedi.










